TTB SUSTURULAMAZ !


BASINA VE KAMUOYUNA

30 Kasım 2023 Perşembe günü Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin görevden alınmasına karar vermiş ve bu kararı “Merkez Konsey’in faaliyetlerinde kanunla belirlenmiş sınırların ötesine geçmiş olduğu” iddiasına dayandırmıştır.

Siyasi iktidar ve ortakları yıllardır kendi icraatlarına muhalif görüş bildiren tüm kurumları çeşitli yollarla baskı altına almayı alışkanlık haline getirmiştir. TTB Merkez Konseyi'nin görevden alınması kararı da bu baskılardan biridir ve ne acıdır ki yargı bu baskıya alet edilmiştir.

Kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluş olan TTB’ 1953 yılında 6023 sayılı yasa ile kurulmuş olup TTB’nin yönetim organı olan TTB Merkez Konseyi, ülkemizdeki 103 bin hekim üyeyi temsil etmektedir. Kurulduğu günden bu yana meslektaşlarının özlük haklarını korurken toplum sağlığının geliştirilmesi, halkın nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için mücadele etmiştir. TTB’ne bağlı 65 Tabip Odası, mevcut yasadan güç ve sorumluluk alarak hem meslektaşlarının hem hastalarının yani hem halkın hem yaşam alanlarımızın savunulması, iyileştirilmesi için çalışmaktadır. Tüm baskılara rağmen hekimler ilkelerinden vazgeçmeyen bir örgüt olma özelliğini korumuşlardır.

TTB’nin görev kapsamı, kuruluş kanunu olan 6023 sayılı yasa ile tanımlanmıştır:

a) Halk sağlığına ve hastalara fedakarlık ve feragatle hizmeti ideal bilen meslek geleneklerini muhafaza ve geliştirmeye çalışmak,

b) Azalarının maddi ve manevi hak ve menfaatlerini korumak ve bunları halkın ve Devletin menfaati ile en iyi bir şekilde denkleştirmeye çalışmak,

c) Halkın sağlığını korumaya, azalarını muayyen refah seviyesine ulaştıracak gerekli iş sahaları bulmaya, İş Kanunu ile sosyal kanunların ve ilgili diğer mevzuat hükümlerinin tatbikatında meslek ve meslektaşların hak ve menfaatlerini korumaya ve her türlü iş tevziinin adilane bir surette düzenlenmesine çalışmak,

d) Halk sağlığı ve tıp meslekleri ile ilgili meseleler için resmi makamlarla karşılıklı işbirliği yapmak,

e) Halk sağlığını ve tıp mesleğini ilgilendiren işlerde resmi makamlardan yardım sağlamak.

TTB iktidar tarafından hedef haline getirilmiştir. Çünkü

Covid-19 salgınında iktidarın çelişkili ve bilimsellikten uzak açıklamaları ve uygulamalarında korkmadan doğru, güvenilir bilgiyi sürekli kamuoyu ile paylaşmıştır.

2003 yılından bu güne ticarileşen sağlık hizmetlerine, hastaları müşteri hastaneleri ticarethane gören sağlıkta dönüşüme ve özel kamu ortaklığı ile yapılan şehir hastanelerine itiraz etmiştir.

Hekimlerin performans baskısı ile ve can güvenliği olmayan çalışma ortamlarına, her gün yaşanan sağlıkta şiddet olaylarına

Tıp eğitiminde ve tıpta uzmanlık eğitimininde yaşanan kalitesizleşmeye, Tıp fakültelerinin içinin boşaltılmasına

Kamu kurumlarında yaşanan liyakatsizliğe,

Aile Sağlığı Merkezlerinin kirasından personel giderlerine kadar pek çok giderinin aile hekiminin üstüne yüklenmesine

ve genç doktorlarımızın geleceğini yurt dışında aramalarına itiraz ettiği için hedef haline getirilmiştir.

Meslektaşlarımızın özlük haklarını savunurken yaptığımız eylemlerde terörist ilan edildiğimiz günden beri tek amacımızın halkın sağlık hakkını da savunmak olduğunu anlatmaya çalıştık. Dolayısıyla orman yangınları, asbestli gemilerin ülkeye gelmesinin önlenmesi, deprem bölgesindeki sağlıksız çevre koşullarından çocukların sağlıksız beslenmesine ya da işçi sağlığına ilişkin her durum TTB’nin çalışma konularına elbette dahil olmuştur.

Söylemeye çalıştığımız şu ki, iktidarın hoşuna gitmese de bilimden ve akıldan yana, halkın ve hastalarımızın yararına çalışmayı ilke edindik. Bundan sonra da tehdit, baskı ve yaftalamalara aldırış etmeden doğru bildiğimiz, öğrendiğimiz şekilde hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, ülkemize ve halkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

40 BARO tarafından yapılan ortak açıklamada ‘yargı makamlarının kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerinde bir vesayet aracı olması sonucuna da yol açan söz konusu kararın hukuka aykırı olduğu’ vurgulanmıştır.

Diğer taraftan seçimle gelmiş her yönetimin yine seçimle görevinin sonlanması gerektiğine olan inancımız, TTB’nin kurulduğu günden beri kökleşmiş demokratik yapımızın sonucudur. Türk Tabipleri Birliği, Tabip Odaları ve üyelerimiz, yaratılan bu karmaşadan yine seçim yoluyla, aklıselim ile birlik ve bütünlük içinde düze çıkmayı başaracak güçtedir. Türk Tabipler Birliği’ni sindirmeye, susturmaya çalışan siyasi hamlelerden kendi ilkelerimiz ve demokrasi anlayışımız içinde güçlenerek çıkmayı başaracağız.

Saygılarımızla

Manisa Tabip Odası Yönetim Kurulu